Pazartesi, Mayıs 01, 2006

 

NİSAN 2006

Bu ay iki roman okuduk. Biri Yüzyılın başyapıtlarından “Zeno’nun Bilinci”, diğeri son ayların çok satanlarından “Amat”.

1960 doğumlu İhsan Oktay Anar Ege Üniversitesinde ilkçağ felsefe tarihi ve Yunanca dersleri vermekte. 2005 Yılının sonlarında yayımlanan “Amat” felsefeyle tarihin birleştiği, gerçeğin sınırlarını zorlayan, zengin ama zorlayıcı söz dağarcığıyla farklı bir roman. Amat, Latincede “sevmek”, Doğu dillerinde ise “kesin” anlamına geliyor. Anar'ın “Amat”ı ise, ölümün ya da ölümsüzlüğün peşine düşmüş, kendi kaderini tekrar tekrar yaşayan, belki aynı dairenin etrafında dönen, dünü ya da yarını değil de sadece bugünü yaşayanların öyküsünü anlatıyor. Sonsuzluğu hatırlatan uçsuz bucaksız denizin ortasında günahları sevaplarından fazla olanların, hayat yolunda aldıkları mesafeyi anlatan bir gemi Amat. Anar’ın kahramanı
" amat ne kadar gerçek ise, bu hikaye de o kadar gerçektir”diyor romanın bir yerinde. Biz de koptuk gerçeklerden, hatta biraz da karadan…Onca denizcilik terimi içinde deniz tuttu çoğumuzu!

“Zeno’nun Bilinci” nde ise yolculuğumuz insanın uçcuz bucaksız denizlerineydi. 1861’de Trieste’de doğan Svevo, henüz 17 yaşında yazar olmaya karar vermişken, ailesinin maddi durumunun bozulmasıyla iyi bir işadamı olmuş, yazarlığını ertelemek zorunda kalmış. Asıl adı Ettore Schmitz olan yazar, damarlarındaki Alman ve İtalyan kanlarını uzlaştırmak için Italo Svevo adını almış. 1923’de yayımlanan üçüncü romanı “Zeno’nun Bilinci” onun başyapıtı sayılmaktadır ve tüm deneyimlerini özetlediği, ulaşabildiği tüm gerçekleri dile getirdiği, yarıda kalmış bir ruhbilimsel çözümlemenin öyküsüdür. Kahramanımız Zeno, psikanaliz seanslarına inancını yitirip doktorunu yüzüstü bırakınca, doktor öç almak için Zeno'nun yazdığı özyaşamöyküsünü kamuoyuna sunar. Yaşam düpedüz bir hastalık mıdır, yoksa hastalık sanılan şey yaşamın kendisi midir? Dünya edebiyatında, ruhbilimsel irdelemesini mizahi kanaldan yapan başyapıtlardan biri olarak kabul edilen “Zeno’nun Bilinci”, “Don Kişot” ve “Aslan Asker Şvayk”la birlikte anılmakta. Okuyucusunu düşündürürken eğlendiren, aslında onunla biraz da dalgasını geçen, bir erkeğin sorunlarına odaklanmış gibi görünse de, aslında insanlığı sorgulayan bir roman “Zeno’nun Bilinci”!

İnsanlık sorunlarını, erkek-kadın diye ayırmak, birine odaklanıp ötekini yoksaymak olası mı? Derneğimizde, kadın yazarlarımızı konuk ederek kutladığımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü toplantısında da, ortak yaklaşım, kadın sorununun insanlığın genel sorunlarından ayrı düşünülemeyeceği şeklindeydi. Karşılıklı söyleşi biçiminde geçen toplantıda, Dünya ve Türk edebiyatında kadın yazarların yeri; edebiyatçıların eserlerinde kadın meselesine yaklaşımları; Dünyada ve Türkiye'de kadın sorunları gibi konulara değinildi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan yazarlar, Jale Sancak, Yasemin Yazıcı, Nemika Tuğcu ve Sezer Ateş Ayvaz idi.

Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?