Salı, Ocak 13, 2009

 

ARALIK 2008

EDEBİYATA VE İNSANLIĞA BİR ARMAĞAN: TEZER ÖZLÜ
Lodosta başı ağrımayanları, uçakta iştahla yemek yiyenleri, karı veya kocasına hayranlık duyanları, aşık olunca ömür boyu sürecek eşlerini bulduklarını sananları, kendilerine hakim olmaları gerektiğini sananları, görgüden söz edenleri, insan dramının bilincinde olmayanları sevmeyen, Svevo, Kafka ve Pavese’yi ve de dostlarını çok seven bir yazar Tezer Özlü. Yaşamıyla, duruşuyla hüznü en derinden duyumsatan bir kadın O! Yazdıkları edebiyata da insanlığa da bir armağan!
1943’te Simav'da doğan Tezer Özlü’nün çocukluğu Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçer. On yaşındayken İstanbul'a gelir, Avusturya Kız Lisesi'ne devam eder ancak mezun olamaz. 1961'de yurt dışına çıkar, 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezer. 1967 - 1972 yılları arasında kesintili olarak İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kalır. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri 1980’de yayımlanan “Çocukluğun Soğuk Geceleri” adlı kitabında anlatır. 1964’te Güner Sümer’le, 1968’te Erden Kıral’la, 1984’te Hans Peter Marti ile evlenir. 1973’te kızı Deniz doğar. Ve ne yazık ki Şubat 1986’da Zürih’te kansere yenilir.
Edebiyatımızın en özgün yazarlarından biri olan Tezer Özlü’nün 1963'ten beri dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan “Eski Bahçe-Eski Sevgi” 1978’te; 1983'te “Bir İntiharın İzinde” adıyla Almanca olarak yazdığı, 1983 Marburg Yazın Ödülü'nü kazanan, daha sonra kendi tarafından dilimize çevrilerek bir anlamda yeniden yaratılan “Yaşamın Ucuna Yolculuk” 1984’te; kimi günce ve anlatı parçalarının toplandığı “Kalanlar” 1990’da; kardeşi Sezer Duru tarafından dilimize çevrilen senaryosu “Zaman Dışı Yaşam” 1998’te; birbirlerine verdikleri söz üzerine Leyla Erbil tarafından düzenlenen mektupları da 1995’te yayımlanır.
Çok erken acıyla tanışır Tezer Özlü. ‘Dünya içini kemirir, evler okullar işyerlerleri içini kemirir, ölmek ister diriltirler, yazı yazmak ister aç kalırsın derler, aç kalayım der serum verirler, delirir, elektrik verirler...’ ve o “Çocukluğumun Soğuk Geceleri”inde şöyle der: ‘pazar günleri... şimdilerde... sokak aralarından geçerken... gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek.......... isterim hep.’ Ve de erkenden gider.
---------------------------------
ŞAİR, ÖYKÜ YAZARI, ÇEVİRMEN, ELEŞTİRMEN, AMATÖR FOTOĞRAF SANATÇISI VE BESTECİ PROF. DR. YUSUF ERADAM KONUĞUMUZ OLDU.
Yusuf Eradam çok yönlü ve espirili kişiliğiyle 17 Aralık toplantımıza renk kattı.

1954 yılında Bor'da doğan Yusuf Eradam, hep gurur duyduğu ve “olmasaydı, olamazdım” dediği ve iğneden ipliğe nesi varsa bağışlayacağı Darüşşafaka Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Hacettepe Üniversitesi’nin İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, Fransız Kültür Merkezi (Ankara) ve Moray House College of Education’da (İskoçya) öğrenim gördü (MA TESOL, İngiliz Kültür Heyeti bursuyla). İngiliz Kültür Derneği ve Hacettepe Üniversitesi’nde İngilizce, University of Nevada Las Vegas’ta (UNLV) ve Saginaw Valley State University’de (SVSU, Michigan) karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi.

Yurt içinde ve dışında çeşitli panellere, seminerlere, radyo-televizyon programlarına ve konferanslara katılıp dil, edebiyat, çeviri ve popüler kültür alanlarında bildiriler sunup konuşmalar yapan, şiirleri, öyküleri, çevirileri ve fotoğrafları yurt içi ve dışında yayımlanan iki öyküsü ABD’de üniversitelerde okutulan, yurtiçi ve dışında çeşitli ödüller alan Eradam,
edebiyat ve görsel sanatlarla yetinmeyip beste yapıp, şarkı sözü yazmakta ve de söylemekte. Çeşitli müzik topluluklarına üye olan sanatçı iki kez Eurovision Türkiye finalllerinde, bir kez de Marmaris Şarkı Yarışması finalinde yarıştı.
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı başkanıyken emekli olan Eradam, İstanbul Cihangir’e taşındı ve çeşitli üniversitelerde Amerikan Edebiyatı, Popüler Kültür, Çeviri ve Yazarlık dersleri verdi. Birçok gazete ve dergiye yazıları, şiirleri ve çevirileri ile katkıda bulunan Yusuf Eradam, Haliç Üniversitesi’nin Mütercim Tercümanlık Bölümü’nü kurduktan sonra tam zamanlı öğretim üyeliğinden ayrıldı ve şimdi Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Amerikan Sinemasında Belli Başlı Konular” ile “Popüler Kültür ve ABD” derslerini veriyor.
Böylesine çok yönlü, böylesine çok üreten bir kişiyi burada kısaca anlatmak olası değil. www.yusuferadam.com sitesini ziyaret etmenizi öneririm.
Sohbetimiz saatlerce sürebilirdi. Zamanımız azdı. Tadı damağımızda kaldı. Söz aldık Yusuf Eradam’dan, gene bekliyoruz.
Elma da Olabilir
Öleceksem tanrım
neden
bu
kadar
güzel
kokar
bu
por
ta
kal
?
Vildan Ertürk (Arch79)

This page is powered by Blogger. Isn't yours?